|
Kibrinizle gelmeyin yanıma, böbürlenerek gelmeyin...
Övünerek, caka satarak gelmeyin. Yalanlarla gelmeyin...
Dedikodularla, gıybetlerle gelmeyin. ("Ben onun yüzüne
karşı da söylerim!" de demeyin, gidin o zaman yüzüne
söyleyin. Zaten gıybet, o kişi hakkında doğruyu
söylüyorsan gıybettir, yalan söylüyorsan iftiradır.) Hiç
kimseyi çekiştirerek gelmeyin yanıma... Güzel sözlerle
gelin, güzel gözlerle gelin, sevgiyle gelin, aşkla
gelin... Aşk dilinizde değil, gönlünüzde olarak gelin...
İlmi dilinizden gönlünüze ve ikisini oradan daha da
alçaklara indirerek gelin... Kızarak, yüksek sesle
konuşarak, sadece kendi konuştuğunuzu dinleyerek
gelmeyin yanıma. (Unutmayın ne kadar çok bağırır,
öfkelenir ya da yüksek sesle konuşursanız o kadar haklı
duruma düşmezsiniz; sadece siz öyle zannedersiniz.)
Güler yüzle, tatlı dille, alçak gönüllülükle ve
çırılçıplak gelin... Yanınıza gelirken benden de bunları
isteyin. Ve eğer bunları yapmıyorsam beni üzün, incitin,
yaralayın, kırın, herkese anlatın, mahkûm edin, ilişkiyi
kesin... |