TÜRKÇEYİ DOĞRU KULLANMAK O KADAR DA ZOR DEĞİL / 4 BASİT KURAL (DENEME) - Yazan: gitarisyen

gitarisyen

Aşk şarkıları söylemeyi bıraktığımız gün her şeyimizi yitirdik biz. İşte o yüzden hep aşk şarkıları söylüyorum.

 

TÜRKÇEYİ

DOĞRU KULLANMAK

O KADAR DA ZOR DEĞİL

(4 BASİT KURAL)

 

Türkçenin kullanımına hepimizin önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ama (ben de dâhil olmak üzere) bilmeden bazı hatalar yapıyoruz. Oysa sadece birkaç kurala dikkat ederek, okuyanlar tarafından rahatlıkla anlaşılabilen, okurken yormayan, okuduğumuz zaman yazı sahibine daha da saygı duyulmasını sağlayacak ve estetiği olan mesaj, yorum ve yazılar yazabiliriz. İşte ben de bu nedenle birkaç noktaya dikkat çekmek istedim. Özellikle üzerinde en çok hata yapıldığını gördüğüm birkaç noktada bilgi ve tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.

Sadece aşağıda açıklamaya çalıştığım 4 kurala uyarak mükemmele yakın bir Türkçe kullanımını gerçekleştirmiş oluruz. Görüleceği üzere güzel dilimizi doğru şekilde kullanmak o kadar da zor değil. Sadece yazarken biraz özen göstermemiz yeterli olacaktır.

Türkçe Dil Bilgisi kurallarına göre;

1-)  Düz yazıda cümleye mutlaka büyük harfle başlanır. 

2-) Bağlaç olan "de, da" mutlaka sonuna getirildiği kelimeden ayrı yazılır ve kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar. ("Ahmet de biliyor.", "Sen de mi geldin?")

UYARI: "De, da" bağlacı hiçbir zaman "te, ta" biçiminde yazılmaz. (Örneğin "Ahmet te geldi." cümlesi yanlıştır. Doğrusu "Ahmet de geldi." olacaktır.

UYARI: "Veya" anlamında yazılırken "ya" sözünün arkasına getirilen "da" mutlaka ayrı yazılır. ("Sen ya da ben.")

UYARI: Bulunma durumu eki olan "de, da" eki ise sonuna eklendiği kelimeye bitişik yazılır ve kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar. Bu durumda kullanıldığında kendisinden önce gelen kelimenin son sessiz harfi sert sessiz bir harfse "te, ta" biçiminde yazılır. ("Ayakta durmak, devede kulak, ağaçtaki kuş.")

NOT: Eğer tereddüt yaşıyorsanız, "de, da" ekinin bulunma durumunda olup olmadığına bakın. Bulunma durumunda olmayan bütün "de, da"lar bağlaçtır ve ayrı yazılır. ("İçimdeki his, elimde tuttuğum kalem v.s.") Bu örneklerde "bir yerde bulunma, var olma, mevcut olma" anlamı vardır ve kelimeye bitişik yazılmaktadır. Maalesef okullarda bağlaç olan "de, da" anlatılırken "Dahi anlamındaki de, da ekleri ayrı yazılır." diyerek insanları bir kavram kargaşasına sürüklüyorlar. İnsanlar sadece "dahi" anlamındaki "de, da" eklerinin ayrı yazıldığını sanıyor. Oğluma da öğrettiğim bu kural eminim ki, birçok yerde işe yarayacaktır.

3-) Bağlaç olan "ki" ayrı yazılır. ("Bilmem ki, ne demeli?", "Yeter ki sen git.", "Öyle bir güldü ki, korktum.")

NOT: "Ki" bağlacı birkaç örnekte kalıplaştığı için bitişik yazılır: Belki, çünkü, halbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.

UYARI: "Ki" aitlik(iyelik) eki ise, sonuna geldiği kelimeye bitişik yazılır. ("Sabahki konuşmamız, sendeki kalem, yoldaki adam, elindeki kitap v.s.") Burada bir şeye "aitlik" anlamı vardır. Bunun ille bir mülkiyet (maliklik) olması gerekmez, zilyetlik (elinde bulundurma) olabilir. (Örneğin "Sabahki konuşmamız" örneğinde konuşma sabaha aittir, yöneliktir. "Sendeki kalem" örneğinde ise kalem onu tutan kişinin elinde bulunmaktadır, o anda ona aittir.) 

NOT: Yine bu konuda tereddüt yaşanıyorsa, "ki" ekinin "aitlik" durumunda olup olmadığına ve bu ekin vurgulu söylenip söylenmediğine bakın. Aitlik eki olmayıp bağlaç olan "ki"ler biraz daha vurgulu söylenir çünkü. (Örneğin "Öyle bir geçer zaman ...", "Sana öyle bir vururum ...")

4-) Soru eki olan "mı, mi, mu, mü" gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar. ("Sen de mi Brütüs?", "Olur mu?", "Gideyim mi?", "Gelmek istediğini mi söylüyorsun?")

Soru ekinden sonra gelen ekler "mı, mi, mu, mü" soru eklerine bitişik yazılır. ("Çocuk muyum ben?", "Verecek misin bana onu?")

UYARI: Bu ek, sorudan başka görevlerde kullanıldığı zaman da ayrı yazılır. ("O geldi mi ben giderim.", "Bunu da yaptım mı işim tamamdır.")

 

(25 Kasım 2010)
gitarisyen
(M. Feridun Gülsan)

 

 

Site Tasarımı: gitarisyen © 2011