Geçen akşam eşim Facebook'ta vakit geçirirken, oğlumun
farklı bir sınıfta okuyan arkadaşlarından birisi mesaj
yollamış: "Teyze, ben oğlunuz Can'ın arkadaşıyım,
İngilizceden performans ödevim var, yapar mısın, ne
olursun, çok önemli!" diye. Eşim de telaş içinde yanıma
geldi:
- Çocuk yalvarıp duruyor, ne yapalım? Ben hiç anlamam
İngilizceden. Yardım eder misin?
Ben de:
- Söyle ona; beni msn'ye eklesin. Oradan konuşalım,
dedim.
Biraz sonra oğlumun arkadaşı Burhan beni msn'ye
eklemişti ve konuşmaya başladık:
- Merhaba Burhan, ben Can'ın babasıyım.
- Merhaba amca. Performans ödevim var, çok önemli.
- Nasılsın Burhan?
- İyiyim. Performans ödevim var. İngilizceden. Çok
önemli.
- Tamam, telaşlanma, yaparız.
- Ne olur amca, performans ödevim var. İngilizceden.
Rüya anlatacağız. Çok önemli.
- Tamam. Şimdi bana nasıl olacağını söyle.
- Geçmiş zamanda olacak.
- Tamam. Simple Past Tense ve Past Continious Tense
kullanacağız değil mi?
- Hayır, geçmiş zamanda olacak.
- Tamam işte, onlar geçmiş zaman. "When" ve "While"
bağlaçları da kullanacağız, değil mi? Oğlumun da
geçenlerde aynı ödevi vardı. O şekilde yapmıştım.
- 8. sınıf düzeyinde olacak amca. Geçmiş zaman olacak.
- Tamam, anlıyorum. Ben şimdi sana bir hikâye uydurup
gönderirim. Sen biraz bekle.
- Hikâye olmayacak amca! Rüya olacak!
- Tamam işte, yani gördüğün rüya için bir hikâye
uydurmayı kastediyorum.
- Geçmiş zamanda olacak ama!
- Tamam Burhan'cığım. Rüya geçmiş zamanda olur zaten.
Başka zamanda olmaz.
- 8. sınıf düzeyinde olacak. Ne olur amca, çok önemli.
- Tamam Burhan, sen bir yarım saat bekle. Ben senin
seviyende bir hikâye (pardon rüya) uydurur, altına
Türkçe açıklamasını da yazar, msn'den sana gönderirim.
- Tamam amca.
Sonra "I saw a dream yesterday night..." diye başlayan
bir hikâye (pardon rüya) uydurdum. Simple Past Tense ve
Past Continious Tense kullandım ama geçmiş zamanda(!)
uydurdum. 8. sınıf düzeyinde yaptım. "When" ve "While"
bağlaçlarını kullandım. (Ama geçmiş zamanda oldu.) Yani
Burhan'ı mutlu etmek için elimden geleni yaptım. Altına
da satır satır Türkçe anlamını yazıp, Burhan'a
gönderdim.
Burhan'cık her ne kadar -sanırım msn'den ödev dışında
her şeyi almaya alışık olup ödev almaya alışık
olmadığından- önce gönderdiğim metin dosyasını almakta
güçlük çekti ama sonra aldı.
Ben:
- İyice bir oku, bak, beğenmediğin ya da olmadığını
düşündüğün yer varsa, ben buradayken bana söyle,
değiştirelim, dedim.
- Tamam, dedi.
5 dakika sonra mesaj geldi:
- Tamam amca, çok güzel olmuş, eline sağlık.
- Tamam Burhan, bak senin istediğin gibi hem 8. sınıf
oldu, hem rüya oldu, hem de geçmiş zaman oldu. Ben
çıkıyorum artık, hoşça kal.
- Güle güle amca.
Ve böylece bir maceranın içinden daha başarıyla çıkmış
oldum. Ertesi gün oğlum okulda Burhan'ı görmüş, kasıla
kasıla yürüyormuş.
Ben de, Burhan'la yaşadığımız olay ve diyaloglar çok
hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istedim.
NOT: Bu hikâyenin kahramanı olan Burhan'ın
asıl ismi değiştirilmiş ve bazı diyaloglar biraz
abartılmıştır. |