Genelde evde film izlerken iki şekilde hareket ederim:
1-) Bilgisayarın karşısında (DivX formatında izlemek
için) uzanarak,
2-) Televizyonun karşısında (DVD formatında izlemek
için) uzanarak.
Bunların açıklamalarına gelecek olursak:
1-) Bilgisayarın karşısında (DivX formatında izlemek
için) uzanarak:
Bilgisayarımdaki (DivX formatındaki) filmleri mutlaka
uzanarak izlerim. Bunun için masaüstü bilgisayarım
odamın bir köşesinde, tam kanepemin karşısına
yerleştirilmiştir. Kanepemin (başımı dayamak için)
yumuşak, büyük ve kabartılmış bir yastığı vardır.
Bilgisayar ekranının açısını da ayarladıktan sonra
buraya uzanır ve filmi izlemeye başlarım. Ancak bunun
sakıncaları da yok değil. Çünkü bazen filmi izlerken
uyurum, ertesi gün aynı filmi bitirmek için uzandığımda
yine uyuduğum olur. Örneğin "Kwaidan" filmini çok
sevmeme rağmen, yarısından ötesine bir türlü geçip
bitiremedim... (Bunda filmin insana ninni gibi gelen o
güzel müziklerinin de etkisi var sanırım.) Yanlış
hatırlamıyorsam o filmi bitirmek için 4-5 kere
teşebbüsüm oldu ama her seferinde aynı yerde uyudum...
Film izlerken tamamen o filme konsantre olmak
istediğimden bir şey yiyip içmem. (Ama bazen fazla
konsantre olup uyuyabiliyorum sanırım.)
Genelde eşim mutfaktan gelip beni bilgisayarın
karşısında uzanır halde görünce, şöyle bir konuşma geçer
aramızda:
- Yine ayaklarını köstün, film mi seyrediyorsun? (Benim
"uzanmak" dediğime, o "ayaklarını kösmek" der.)
- Bak, sen de izle hayatım, gerçekten çok güzel bir
film.
- Daha ikinci dakikasından filmin güzel olduğunu nereden
biliyorsun? Hem sen bütün filmlere güzel dersin. Bizim
düğün kasetimize de "harika" diyordun.
- Ama gerçekten harikaydı hayatım. Gerçi belli bir
senaryosu yoktu, kurguda hatalar vardı, müzikler belli
bir soundu tutturamıyordu, tek bir mekânda çekilmişti ve
bu da olumsuz bir etki yapmıştı ama gelinle damat
rolünde senle ben gayet başarılıydık bence...
- Gene başlama Allah'ını seversen. Ben yatıyorum. Sen de
yine burada uzanıp, uyuklayıp kalırsın artık. Rezil
rüsva uyumayı nasıl bu kadar çok seviyorsun, anlamıyorum
ki!..
Böyle dedikten sonra gider ve uyur. Ama şimdi hakkını
yememek gerek; ben bilgisayarın karşısında uyuyup
kaldığım zaman mutlaka gelip üzerime bir battaniye
örter. (Evlenirken tembih etmiştim çünkü "Ben tuvalette
bile uyuyup kalsam, beni sakın uyandırma, sadece üzerime
bir battaniye ört, çünkü uyanırsam bir daha uyuyamam."
diye.)
2-) Televizyonun karşısında (DVD formatında izlemek
için) uzanarak:
Genelde bilgisayarımda bulunan ve DivX formatında olan
filmleri herhangi bir dönüştürme programıyla DVD
formatına dönüştürüp, üzerlerine bütün bilgilerini yazıp
arşivlemeyi seviyorum. Ama özellikle eşimin ve oğlumun
izlemesini istediğim film varsa, o filmi mutlaka DVD
formatına dönüştürüyorum ve birlikte televizyonun
karşısında izliyoruz. Salonda televizyonun karşısında da
bir kanepem vardır. (Buranın yastığı çok yumuşak değil
ama idare ediyor.) Birlikte DVD izlerken ben mutlaka o
kanepeye uzanırım. Bu durumda da genelde eşim ve oğlumla
aramızda şöyle konuşmalar geçer:
- Ya hanım, demin orada ne dediler? Kulağım az duyuyor,
biliyorsun, anlayamadım.
- Of ya! Bu sorduğun otuz yedinci "Burada ne dediler?"
sorusu. Senin bu soruların yüzünden ben de anlayamıyorum
filmi.
Ben birlikte izlediğimiz filmleri bazen daha önceden
seyretmiş olduğumdan şöyle cümleler kurarım:
- Bakın, şimdiki sahneye dikkat edin.
- Bakın, dikkatle izleyin. Bu sahnenin 10 dakika sonraki
sahneyle çok yakın ilgisi var.
- Bakın, şimdi kadın burada ne diyecek.
- Filmin bu sahnesi / bu oyuncusu / yönetmeni hakkında
eleştirmenler ne diyorlar, biliyor musunuz?
Bu ve bunun gibi cümleler karşısında oğlum isyan eder:
- Öf ya, baba ya... Hem film izleyelim diye
oturtturuyorsun bizi zorla buraya, hem de senden başka
hiçbir şeyi izleyip dinleyemiyoruz. Sadece seni
izliyoruz...
Sonunda bu şamatalar içinde film biter ve ben aile
efradıma sorarım:
- Nasıl buldunuz filmi? Güzel, değil mi?
Genelde bizim ailenin, benim beğendiğim filmi beğenmemek
gibi bir huyu vardır. Bu nedenle eşim hemen şöyle der:
- Sen zaten her filmi beğenip, her filme güzel dersin.
Bizim düğün kasetine de "harika" diyordun.
- Ama hayatım, gerçekten harikaydı...
Sonuçta ben yine bilgisayarın karşısındaki kanepeme
uzanır ve bilgisayardan başka bir film izlemeye
başlarım. Eşim yine yanıma gelir ve şöyle der:
- Yine ayaklarını köstün, film mi seyrediyorsun?
Sonrasını anlatmama gerek yok... Yukarıda bilgisayar
karşısında nasıl film izlediğimi açıkladığım (1)
numaralı başlık altındaki konuşmalarımız tekrar ve aynen
cereyan eder... |