AĞAÇLARIN KRALİÇESİ / THE QUEEN OF TREES (2005) - Film İncelemesi

gitarisyen

Aşk şarkıları söylemeyi bıraktığımız gün

her şeyimizi yitirdik biz. İşte o yüzden

hep aşk şarkıları söylüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AĞAÇLARIN KRALİÇESİ

(THE QUEEN OF TREES)

(2005)

 

Film İncelemesi

 

"Belgesel" deyince dünyada ilk akla gelen duayenlerden olan David Attenborough'nun "tam anlamıyla bir başyapıt" olarak nitelendirdiği bu belgeseli bundan 4 ya da 5 yıl önce keşfettim ve izler izlemez etkisinde kaldım. Belgesel, daha ilk saniyelerde müziğiyle ruhumun derinliklerine işledi ve sonra da konusu, görüntüleri ve sakin, dingin, duru, huzur veren anlatımıyla gönlümü fethetti.

Belgesel Afrika'da, Kenya'da bir nehir kıyısında bulunan bir incir ağacı üzerinden; incir ağaçlarıyla incir arıları arasındaki ilişkiyi, biri olmadan diğerinin nasıl ve neden var olamayacağını ve dev boyutlardaki incir ağaçlarıyla çıplak gözle zar zor görülebilen incir arıları arasındaki bu karşılıklı ilişkinin ekosisteme nasıl önemli bir katkı sağlayarak binlerce başka canlının yaşamını ne kadar etkilediğini anlatıyor.

Elbette dev boyutlarda bir incir ağacı ve bir iğne deliğinden geçebilecek kadar küçük olan bir incir arısı söz konusu olunca; incir arılarının incir ağacının (içe doğru açan gizli) çiçeklerinin içine girerek ağacı polenlemesi ve yumurtalarını bırakması sonucu hem ağacın hem de kendisinin üreme döngüsüne ne kadar büyük katkılar yaptığını gösterebilmek çok kolay bir iş değil. Ancak belgeselin yapımcıları ve aynı zamanda yönetmenleri olan Mark Deeble ve Victoria Stone yüksek çözünürlüklü kameraları kullanarak o kadar harika bir iş çıkarmışlar ki; bu mikro dünyanın büyüleyici görüntüleri arasında kaybolup gidiyorsunuz.

İncir ağacının üremeye devam etmesi için polenlenmeye ihtiyacı var, ancak görünürde açan bir çiçeği yok. Buna rağmen incir veriyor. Zira çiçekleri içe doğru açılıyor, bu yüzden de polenlenme işlemi içeriden olmak zorunda. İşte bu noktada devreye minicik incir arıları giriyor, başka incir ağaçlarından aldıkları ve göğüslerinde özel bir bölmede topladıkları polenleri, incir ağacında bulunan incirlerin içine (gizli bahçesine) girerek bırakıyor ve böylece inciri içeriden polenliyorlar. Peki, incir arısı bu hizmetinin karşılığında ne alıyor? İncir arısı da yumurtalarını bu gizli bahçeye bırakarak, yavrularına bir yuva ve koruma sağlamış oluyor. Yani incir ağacı, incir arılarının bir nevi koruyucu annesi oluyor. Ve bu ilişki milyonlarca yıldır sürüyor. Biri olmadan diğerinin var olması mümkün değil ve bu ilişkiyi anlamamız için incir arısının incirin içinde geçirdiği süreci, kendisine musallat olan asalakları, yumurtadan çıkan erkek ve dişi incir arılarının incirin dışına çıkmak için nasıl bir mücadele verdiğini açıkça görmemiz gerekiyor. Bütün bunları görebilmek için de incirin içine girerek, bu mikroskobik görüntülerin binlerce kez büyütülmesi zorunlu. İşte tam bu noktada belgeselin yapımcılarının müthiş ustalığı ortaya çıkıyor: Bu görüntüleri o kadar net, o kadar rahat izlenir ve o kadar güzel bir şekilde yansıtmışlar ki; belgeselin her sahnesi neredeyse sanatsal bir tablo hâline geliyor.

Araştırdığım kadarıyla; filmin yapımcıları Mark Deeble ve Victoria Stone, böylesine inanılmaz görüntüleri yakalayabilmek için Kenya'nın uygarlıktan uzak bölgelerinde bir incir ağacının yakınında iki yıl boyunca kamp kurarak incir ağacını, incir arılarını ve onların ilişkisinin diğer canlılara nasıl bir yaşam sağladığını gözlemleyerek kayda almışlar ve ortaya -bana göre- muhteşem bir belgesel çıkmış.

İncir ağacı ve incir arılarının bu karşılıklı ilişkisinin ağaca yuva yapan öküzburnu kuşlarından tutun da, zürafalara, maymunlara, böceklere, fillere, balıklara, timsahlara ve hatta insanlara kadar birçok canlının ihtiyacını karşılıyor olması bir insan olarak beni düşünmeye ve sorgulamaya yöneltirken, bu belgesele ve incir ağaçlarıyla incir arılarına da hayran kalmamı sağladı.

Eğer bu tarz belgeseller hoşunuza gidiyorsa ve hem makro hem mikro dünyaya ait çarpıcı bir belgesel izlemek istiyorsanız zamanınızın boşa gitmeyeceğini ve bu büyülü dünyaya girmenin size büyük bir keyif vereceğini düşünüyorum.

BELGESELİN KONUSU / ÖZETİ:

Afrika'da, Kenya'da bir nehir kıyısında bulunan ve sıradan gibi görünen dev bir incir ağacı, küçük bir incir arısından boyut olarak milyarlarca kez büyüktür; ancak biri olmadan diğeri varlığını sürdüremez. Onların bu olağanüstü ilişkisi binlerce yıldır süren bir evliliğin, birlikte evrimleşmelerinin bir mucizesidir. Bu birliktelik filler, zürafalar ve meyve yarasalarından tutun da, öküzburnu kuşlarına, maymunlara, böceklere ve balıklara kadar binlerce canlının yiyecek ihtiyacını karşılayan ve tüm ekosistemlere destek sağlayan karmaşık bir bağımlılık ağının temelini oluşturur. Her bir incir ağacı, yaşamın son derece küçük bir mikrokozmosu olup; görevleri, meyveleri kendi içinde çiçek açan bir ağacı polenlemek olan küçük incir arılarının oyuncular olarak rol aldığı, onların görevlerini yerine getirirken yırtıcılara ve asalaklara karşı verdikleri savaşı, doğumlarını, üremelerini ve ölümlerini gözler önüne seren ve onlar için kurulmuş bir sahnedir.

İncir arılarının ve onların dünyasının samimi ve inanılmaz derecede ayrıntılı bu portresi, ultra-makro fotoğrafçılığın ve yüksek çözünürlüklü kameraların büyüsünü kullanan iki olağanüstü film yapımcısının sabrı ve becerisiyle daha önce hiç anlatılmamış bir vahşi yaşam öyküsünü anlatıyor. Bu, doğal yaşamdaki en şaşırtıcı hikâyelerden biridir: Muhteşem Afrika ve onun vahşi yaşamıyla ilgili macera ve dram dolu bir hikâye...

(Özet: gitarisyen)

 

Filme Verdiğim Puan: 10 üzerinden 9.

 

AĞAÇLARIN KRALİÇESİ
(The Queen of Trees)
(2005)

Türü

:

Belgesel

Ülkesi

:

İngiltere

Dili

:

İngilizce

Senaryo

:

Mark Deeble

Yönetmen : Mark Deeble, Victoria Stone

Oyuncular

:

Ian Holm (Ses)

 

NOT: Yukarıda okuduğunuz yazı, tarafımdan 12 Aralık 2020 tarihinde yazılmış olup, aynı tarihte bazı değişikliklerle www.turkcealtyazi.org sitesinde yayınlanmıştır.

 

(12 Aralık 2020)
gitarisyen
(M. Feridun Gülsan)
"SİNEMA YAZILARIM"
Menüsüne Git

 

"SİNEMA"
Ana Menüsüne Git

 

"ANA SAYFA"YA GİT

 

 

Site Tasarımı: gitarisyen © 2011