|
İlk gençlik yılları Ahmet Kaya'nın şarkılarıyla geçmiş /
şekillenmiş, onun şarkılarıyla aşklar yaşayarak,
dertlenerek, hüzünlenerek, bazen isyan ederek, bazen
sorgulayarak, bazen düşünerek büyümüş ve hayatının (ilk
eşi Emine Kaya ile olan evliliğini, ilk kızı Çiğdem'i,
eşi Emine Kaya'nın ondan ayrılışını, çocukken
yaşadıklarını, eşi Gülten Kaya'yla evleniş hikâyesini,
yaşantısının komik ve hüzünlü anlarını ve bunun gibi
birçok şeyi içeren) çoğu ayrıntısını bilen birisi
olarak; daha vizyona girmeden bir sürü sorun yaşayan,
üzerinde çok tartışılan bu filme gitmeyi ve eleştirel
gözle izlemeyi istiyordum. Bu yüzden de vizyona girdiği
gün eşimle birlikte ilk seansına bilet alıp filmi
izlemeye gittik.
Aslında filmi izlerken neyle karşılaşacağımı az çok
biliyordum. Zira Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya'yla
filmin yapımcıları arasındaki telif hakları sorunu,
Gülten Kaya'nın filmde Ahmet Kaya şarkılarının
kullanılmasına, hatta filmin yapılmasına izin vermeyişi,
bunun için dava açılması ve normalde 7 Şubat 2020'de
vizyona girecek olan filmin mahkeme kararıyla durarak
(mahkemenin filmin yapımcıları lehine verdiği kararla)
ancak 13 Kasım 2020'de vizyona girebilmesi, yönetmen
Gani Şavata ile Ahmet Kaya'nın varisleri arasında çıkan
anlaşmazlıklar tam anlamıyla bir "Ahmet Kaya filmi"
izleyemeyeceğimizin habercisiydi. İçinde Ahmet Kaya
şarkıları, hayatının (evliliği, kavgaları, eşi gibi) en
önemli bölümleri olmayan bir "Ahmet Kaya" filminin en
azından eksik kalacağı da belliydi. Ahmet Kaya'nın
mirasçıları ve eşi Gülten Kaya ile filmin yapımcıları
arasında neler yaşandı, Gülten Kaya neden filmin
yapımına izin vermek istemedi, başka neler oldu,
bilmiyorum. Ama gönül isterdi ki; iki taraf da anlaşsa,
gerekirse birkaç sene daha beklese ve birlikte tüm
yönleriyle Ahmet Kaya'yı anlatan yoğun, kapsamlı bir
projeye imza atsaydı. O zaman filmde (onu en iyi tanıyan
kişi olan) eşi Gülten Kaya'nın da katkılarıyla Ahmet
Kaya'yı hem başka yönleriyle hem de şarkılarıyla
izleyebilirdik. Ama böyle olmadı maalesef.
Nitekim filmle ilgili süreci az çok bildiğim ve basından
takip ettiğim için neyle karşılacağımı az çok bilerek
filmi izlemek için sinema salonuna girdim. Sinema
salonuna girdim girmesine ama, ne yazık ki, film
başladıktan sonra filmin içine kolayca giremedim. Kısaca
bir bütün olarak özetlemem gerekirse; film Ahmet
Kaya'nın ağırlığı altında kalan, sanatçının isim olarak
ağırlığını kaldıramayan, aksettiremeyen bir yapım
izlenimi verdi bana. Yukarıda bahsettiğim telif hakkı
sorunları sebebiyle filmde Ahmet Kaya'yı Ahmet Kaya
yapan kendi şarkılarına yer veril(e)memesi, bu yüzden
sadece telif hakkı içermeyen anonim türkülerden
bölümlerin yer alması, bütün film boyunca (sadece
"Ahmet" olarak hitap edilerek) Ahmet Kaya'nın soyadının
bile kullanıl(a)maması, bir biyografi filminde olması
gereken en önemli unsurlardan olan eşine, şarkılarına,
özel hayatının en önemli bölümlerine yer veril(e)memiş
olması gibi sebepler yüzünden ne yazık ki film bir
biyografi filmi olamamış. İnternet sitelerinden birinde
bir yorumcunun dediği gibi "Biyografinin kıyısında
dolaşan" bir film olmuş. Yine filmde bazen (bana göre)
çocukça gelen sloganvari ve gerçekçiliği zedeleyen
konuşmaların olması da filme yer yer yapay bir görünüm
vermiş. Bunun yanında Ahmet Kaya'nın hayatında gerçekte
olup olmadığını bilmediğim, bugüne kadar okuduklarım
içinde hiç rastlamadığım bir aşk hikâyesinin bulunması
da, filme biyografiden ziyade duygusal yönü öne
çıkarılarak izleyiciyle bağ kurmaya çalışılan bir
"romantik film" havası katıyor.
Sonuç olarak; beklentim (neyle karşılacağımı bilmeme
rağmen) belki de çok büyüktü ve film ne yazık ki, bu
beklentimi karşılayamadı. Dediğim gibi keşke bu film
Ahmet Kaya'nın mirasçıları ile yapımcıları arasında her
türlü sorun halledilerek, sanatçının şarkılarına yer
verilerek ve biraz daha ayrıntıya girilerek, daha derli
toplu, daha özenli, daha kapsamlı, gerekirse daha uzun
süreli bir film olsaydı ve biz de daha çok tatmin
olabileceğimiz bir film izlemiş olsaydık.
Kişisel görüşlerim bunlar olup; filmi izleyeceklere iyi
seyirler diliyorum. |