FOSTER CHILD (2007) - Film İncelemesi

gitarisyen

Aşk şarkıları söylemeyi bıraktığımız gün

her şeyimizi yitirdik biz. İşte o yüzden

hep aşk şarkıları söylüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

FOSTER CHILD

(2007)

 

Film İncelemesi

 

SIRADANLIĞIN ŞİİRSELLİĞİ

Bana "Bu filmi bir tek cümle ile özetle" deseler sanırım "realizmin sıradanlığının şiirselliği" derdim. :) (İlk havalı cümlemi de kurmuş oldum böylece, vatana millete hayırlı uğurlu olsun.) :) Şaka bir yana, evet, film sıradan bir öyküyü anlatıyor. Filipinler'de koruyucu / bakıcı ailelik yapan bir kadının sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar olan ve üç yıldır koruyucu olarak baktığı John-John adlı çocuğu Amerikalı bir çifte evlatlık vereceği günün öyküsünü anlatıyor. Film o kadar sıradan ve o kadar "önemsiz"miş gibi çekilmiş ki, bu nedenle filmin içinde gerçek hayatı ve kendinizi buluyorsunuz. Sanki oyuncular rol yapmamışlar, sanki sahnelere gizli bir kamera konmuş ve oyuncular bundan habersiz gerçek hayatlarını oynamışlar gibi...

Genelde ödül almış filmler yanıltır beni. Ya da daha açık ve sübjektif bir şekilde ifade etmem gerekirse, beni pek sarmaz. Ya bir mesajları olmak zorundadır çünkü, ya da "sanat sanat içindir" anlayışını uç noktalarda zorlayarak bana hafakanlar bastırtan birkaç saat geçirmeme neden olurlar. Bu yüzden -kendi açımdan- ödül almış filmlere temkinli yaklaşırım hep. Ancak bu sefer öyle olmadı. Foster Child (Nam-ı diğer "John-John") ilk dakikalarda -belki de hayatın olağan akışındaki koşturmacasıyla beni karşıladığı için- filmi izlerken yorulacağımı ve çok acemice çekildiğini düşünmüştüm. Ama bu düşüncem de en fazla beş dakika sürdü ve filmin sonunda kendimi filmin içinde değil de, filmi (ve bununla birlikte filmin amatör ruhlu gerçekçiliğini) kendi içimde buldum.

Film -yer yer duygusallık barındırmasına rağmen- duygusal değil, yine yer yer mizah barındırmasına rağmen "komedi" de değil. Hatta film "macera", "gerilim", "dram" da değil. Bana göre bildiğimiz hiçbir türde değil. Belki "gerçek hayattan bir yaşanmışlık" denebilir. Ya da bir "anı". Filipinlerde bir ailenin etrafında gelişen olağan yaşamı görüyorsunuz filmde, şehrin gürültüsünü görüyorsunuz, insanların koşturmasını, konuşmasını, yaşamasını, hüzünlerini, dertlerini görüyorsunuz.

Dediğim gibi film çok basit bir anlatıma sahip. Ama en güzel şeyler basitlikten çıkmaz mı? Ve en zor şey, bu basitliği yakalayabilmek değil mi?

Filmin en güzel yanlarından birisi de, duygusal ve estetik anlamda insanı çok etkilememesi. Etkilenmiyorsunuz; çünkü -araştırdığım kadarıyla- Filipinlerdeki doğal yaşamın ve gerçeğin bu olduğunu biliyorsunuz. Filmden sonra gözünüzün önünde süslü şeyler kalmıyor. Oralarda, o çevrede her gün yaşanabilecek olaylardan bir güne tanık olup izliyorsunuz sadece. Oradaymışçasına... Bu yüzden de filmin yönetmenleri, oyuncuları, senaryosu, kurgusu v.b. gibi şeyler üzerinde durmak istemiyorum. Ancak şu kadarını söylemek istiyorum; film boyunca genel olarak kameranın oyuncuların her hareketini, yürüyüşünü, kaşık tutuşunu, sağa-sola bakışını takip etmesi çok hoşuma gitti. (Filmde en çok kameramanın yorulduğunu düşünüyorum.)

Belki film, arada sırada yediğiniz çok güzel bir pasta tadı bırakmıyor ağzınızda. Ama bir "ekmek" ya da "su" tadı bırakıyor. Yemekten zevk almasak bile, yaşamak için her gün yememiz gereken ekmeğin ya da içmemiz gereken suyun tadı...

NOT: Böylelikle eski ünlü siyasetçilerimizden biri gibi, film hakkında bir sürü şey konuşup hiçbir şeyden bahsetmemeyi de becermiş oldum sanırım. :)

FİLMİN KONUSU / ÖZETİ:

Maglanqui ailesi, bir vakfın annesi-babası olmayan çocukları başka aileler tarafından evlat edinilinceye kadar bakılması için yanlarına yerleştirdiği Filipinli ailelerden birisidir. Thelma, kocası Dado, oğulları Gerald ve Yuri ile birlikte küçük yetim John-John'a üç yıldan beri ücret karşılığı bakmaktadır. O gün de onlar için sıradan bir gün gibi geçmekle beraber, o gün Amerikalı bir çift, John-John'u evlatlık edinecektir ve Thelma, vakıf yöneticilerinden Bayan Bianca ve oğlu Yuri'yle birlikte üç yıldır kendi oğlu gibi benimsediği John-John'u bu Amerikalı çifte vermeye gidecektir.

(Özet: gitarisyen)

 

Filme Verdiğim Puan: 10 üzerinden 9.

 

FOSTER CHILD
(2007)

Türü

:

Dram

Ülkesi

:

Filipinler

Dili

:

Filipince, İngilizce

Senaryo

:

Ralston Jover

Yönetmen : Brillante Mendoza

Oyuncular

:

Cherry Pie Picache, Kier Segundo, Eugene Domingo

 

NOT: Yukarıda okuduğunuz yazı, tarafımdan ilk olarak 28 Aralık 2010 tarihinde yazılmış olup, aynı tarihte bazı değişikliklerle www.turkcealtyazi.org sitesinde de yayınlanmıştır.

 

(28 Aralık 2010)
gitarisyen
(M. Feridun Gülsan)
"SİNEMA YAZILARIM"
Menüsüne Git

 

"SİNEMA"
Ana Menüsüne Git

 

"ANA SAYFA"YA GİT

 

 

Site Tasarımı: gitarisyen © 2011