|
Bizler hayallerimiz olmazsa bir hiç miyiz?.. Küçükken
kurduğumuz hayaller, neden şimdi devam etmiyor da
(hatta) hatırlayınca gülüp geçiyoruz?.. Hayallerimizi
toplum, ailemiz ve hatta kendimiz, kendimizden çalıyor
muyuz?.. Şu anda küçükken hayalini kurduğumuz yerde
miyiz, yoksa o hayaller beyaz atlara binip
çocukluğumuzla birlikte gözden kayboldular mı?.. Ve
hayallerimiz için ne kadar ileri gidebiliriz?..
İşte bu ve bunun gibi sorular kafamda uçuşup durdu film
boyunca. Herkesin "deli" gözüyle baktığı, tek destekçisi
ailesi olan ve yaşamındaki tek hayali bir uzay roketi
yapıp uzaya çıkmak olan bir mühendisin (çoğumuza
hafiften gerçeküstü gelecek) olağanüstü çabası ve öyküsü
gerçekten ailecek izlenmeye değer. Filmin amacı da zaten
böyle bir şeyin olabileceğine insanları inandırmak
değil. Film (bana göre) hayallerimizi bırakmamamızı,
hayallerimizin peşinde koşmamızı öğütlüyor ve hayallere
nasıl destek olabileceğini göstermek bakımından ailenin
önemini anlatıyor. İşte tam da bu yüzden ailecek, keyif
içinde izlenebilecek bir film.
Ailenizi alıp oturun filmin başına ve hiçbir şey
düşünmeden bu öykünün tadını çıkarın. Belki film
bittikten sonra ailenizle birbirinizin yüzlerine bakıp
eskisinden daha farklı tebessümler yakalayacaksınız.
Tıpkı filmi izledikten sonra benim ailemle olduğu gibi.
Ben bu filmden keyif aldım ve sanırım çoğu kişi de benim
gibi düşünecektir.
NOT: Bruce Willis ve Jay Leno hayranları için de
sevindirici bir haber var: Bu filmde (az ama) sevimli
bir rolleri bulunuyor. |