|
Bana göre "İşte film budur!" dedirten filmlerden biri
daha... Başına oturduğunuz zaman yaklaşık 2 saatlik
sürenin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Sadece "şöyle
ilk 5-10 dakikasına bir göz atayım," demeniz yeter.
Gerisi zaten geliyor ve siz filmin başından ancak
bitince kalkıyorsunuz. Beni çocukluğuma götüren bu
filmin uyarlandığı Ferenc Molnar'ın o müthiş kitabı da
öyle değil miydi zaten? Çocukluğumda bu kitabı kaç kere
okuduğumu hatırlamıyorum. Her seferinde de son
sayfalarında ağlardım. Kitap çok akıcı bir dille
yazılmıştı, bizi (çocukları) anlatıyordu ve çok çabuk
okunduğundan dolayı çoğumuza okuma zevki aşılamıştı.
İşte kitaptan neredeyse birebir uyarlanan bu film de
aynen kitabı gibi: Çok akıcı bir sinema diliyle
kotarılmış, çocukları anlatıyor ve çok çabuk izleniyor.
Bu yüzden de izleyene sinema zevki aşılıyor.
Çocuk oyuncular çok iyi. Kavgalarının,
arkadaşlıklarının, kırgınlıklarının ve maceralarının
geçtiği sokakları sizin sokaklarınızmış gibi
algılıyorsunuz. O sokaklar ve Pal Sokağı Çocukları'nın
uğruna kavgalar verdikleri oyun arsası, tıpkı bizim
çocukluğumuzdaki oyun arsaları gibi. Şimdiyse o
arsaların, o arsalarda top oynayan çocukların hiç
birinden bir eser yok.
İyi ki bu kitabı yazmışsın Ferenc Molnar ve iyi ki bu
filmi çekmişsin Zoltan Fabri. Sizlere ne kadar teşekkür
etsem azdır.
Ve iyi ki hayal dünyama girip, çocukluktan ergenliğe
geçişimde kişiliğimin gelişmesine yardımcı oldunuz (bu
romanın ve filmin kahramanları olan) Nemecek, Boka, Feri
Ats, Kolnay ve diğer sevgili Pal Sokağı Çocukları ile
Kızıl Gömlekliler... |