Bu adam benim babam:
Sekiz köşe kasketiyle,
Omzunda sakosuyla* hey!
Cebinde yok parası,
Bafra'dır cigarası,
Yüreğindedir yarası.
Altı çocuk büyütmüş
Bir işçi maaşıyla,
Bu adam benim babam hey!
Ağlama benim babam,
Ağlama naçar** babam,
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam,
Ağlama benim babam hey!
Ağlama mazlum babam,
Ağlama naçar babam,
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam,
Allah büyük babam hey!
-----0-----
Bu adam benim babam:
Derdi dağlardan büyük,
Çaresiz / ne çare, beli bükük hey!
Bir gün olsun gülmemiş,
Rahat nedir bilmemiş,
Gözyaşını silmemiş.
Bir lokma ekmek için
Kimseye eğilmemiş,
Bu adam benim babam hey!
Ağlama aslan babam,
Dert etme naçar babam.
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam,
Allah büyüktür babam hey!
Dert etme naçar babam,
Aldırma naçar babam,
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam,
Aldırma benim babam hey!
"Benim babam mert adamdı,
Mangal gibi yüreği,
Yufka gibi kalbi vardı...
Hayatım boyunca ona özendim.
Fedakârdı...
Bir dikili ağacı olmadı belki,
Ama kendisi onuruyla yaşayan
Koskoca bir çınardı.
Üstümdeki kol kanat,
Sırtımı yasladığım dağ gibiydi.
Ben babamın oğluyum:
Tepeden tırnağa Anadolu'yum..."
(*) Sako: Paltoya benzer bir tür üstlük.
(**) Naçar: Çaresi olmayan, çaresiz. |