ŞAFAK TÜRKÜSÜ (Ahmet Kaya) - Yorum: gitarisyen

gitarisyen

Aşk şarkıları söylemeyi bıraktığımız gün

her şeyimizi yitirdik biz. İşte o yüzden

hep aşk şarkıları söylüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ŞAFAK TÜRKÜSÜ

(Ahmet Kaya)

 

Müzikal Altyapı ve Yorum: gitarisyen

 

 

Sözleri usta şairimiz Nevzat Çelik'e, müziği ise sevgi, saygı, özlem ve rahmetle andığım büyük usta Ahmet Kaya'ya ait olan "Şafak Türküsü" isimli bu güzel eseri ben de (henüz acemisi olduğum BandLab Online Müzik Stüdyosu programından faydalanarak oluşturduğum müzikal altyapı düzenlemesiyle, kurgusuyla, gitarımla ve sesimle) elimden geldiğince, dilimin döndüğünce, kendi çapımda, karınca kararınca yorumlamaya ve görseller eşliğinde bir video kurgulamaya çalıştım. Bilindiği üzere bu şarkı ilk olarak Ahmet Kaya'nın 1986 yılında çıkarmış olduğu "Şafak Türküsü" albümünde yer almış olup, daha sonra ise yıllar sonra çıkardığı "Yıldızlar ve Yakamoz" albümünde Ahmet Kaya bu şarkıyı yeni bir düzenlemeyle tekrar yorumlamıştı. Bense eseri yorumlarken, Ahmet Kaya'nın 1986 yılında çıkardığı ve bu güzel esere ismini veren "Şafak Türküsü" albümündeki tarza yakın bir müzikal altyapı hazırlamayı tercih etmekle birlikte, yine Ahmet Kaya'nın daha sonra çıkardığı "Yıldızlar ve Yakamoz" albümünde yer alan ve ilkinden daha farklı bir şekilde düzenlediği bu şarkıda yer alan şiirin tamamını okumaya çalıştım. Kısacası benim yorumum, Ahmet Kaya'nın iki değişik şekilde düzenleyip yorumladığı bu şarkının kendi çapımda oluşturduğum bir karışımı oldu. Umarım ki yorumum, bu güzel şiirin ve bestenin ruhuna aykırı olmayan bir yorum olmuştur. Ve yine umarım ki; gerek müzikal açıdan, gerekse vokal / ses ve şiir okuma bakımından hatalarım bağışlanmayı hak eder. Sevgi, saygı ve selamlarımla...

 

ŞAFAK TÜRKÜSÜ

Söz / Şiir: Nevzat Çelik
Müzik: Ahmet Kaya

Beni burada arama, arama anne;
Kapıda adımı, adımı sorma.
Saçlarına yıldız düşmüş,
Koparma anne, ağlama.

"Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim
Kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice

ah verebilseydim keşke
yüreği avcunda koşan
her bir anneye
tepeden tırnağa oğula
ve kıza kesmiş
bir ülkeyi armağan

düşlerimle sınırsız
diretmişliğimle genç
şaşkınlığımla çocuk devrederken
sırdaşıma (sıradakine)
usulca açılıverdi
yanağımda tomurcuk

pir sultan'ı düşün anne
şeyh bedrettin’i
börklüceyi
torlak kemal’i

insanları düşün anne
düşün ki yüreğin sallansın
düşün ki o an
güneşli güzel günlere inanan
mutlu bir yusufçuk havalansın"

-----0-----

Beni burada arama, arama anne;
Kapıda adımı, adımı sorma.
Saçlarına yıldız düşmüş,
Koparma anne, ağlama.

"yani benim güzel annem
ala(ca) şafağında ülkemin
yıldız uçurmak varken
oturup yıldızlar içinde
kendi buruk kanımı içtim

ne garip duygu şu ölmek
öptüğüm kızlar geliyor aklıma
bir açıklaması vardır elbet
giderken darağacına

geride
masa üstünde
boynu bükük kaldı kâğıt kalem
bağışla beni güzel annem
oğul tadında bir mektup yazamadım
diye kızma bana
elleri değsin istemedim
gözleri değsin istemedim
ağlayıp koklayacaktın
belki bir ömür taşıyacaktın koynunda

yaşamak ağrısı asıldı boynuma
oysa türkü tadında yaşamak isterdim"

-----0-----

Beni burada arama, arama anne;
Kapıda adımı, adımı sorma.
Saçlarına yıldız düşmüş,
Koparma anne, ağlama.

"ölmek ne garip şey anne
bayram kartlarının tutsaklığından
aşırıp bayramı
sedef kakmalı bir kutu içinde
vermek isterdim çocukların ellerine
sonra
sonra benim güzel annem
damdan düşer gibi
vurulmak isterdim bir kıza

gecenin kıyısında durmuşum
kefenin cebi yok
koynuma yıldız doldurmuşum
koşun çocuklar koşun
sabah üstüme
üstüme geliyor

kısacası (güzel annem)
bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
gülmek umut etmek özlemek
ya da mektup beklemek
gözleri yatırıp ıraklara

ölmek ne garip şey anne
artık duvarları kanatırcasına tırnağımla
şaşkın umutlu şiirler yazamayacağım
mutlak bir inançla gözlerimi tavana
çakamayacağım
baba olamayacağım örneğin
toprak olmak ne garip şey anne

(ölmek ne garip şey anne)
dağdır ki sende göçer
ben bayrak (yaprak) derim çiçek derim
çam diplerinde açmış kanatlarını
kozalak derim
gül yanaklı çocuğa benzer
yine de
oğlunu yitirmek kim bilir
ne garip şey anne

her kavgada ölen benim
bayrak tutan çarpışan
her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni
özlem benim kavga benim aşk benim
bekle beni anne
bir sabah çıkagelirim

bir sabah anne bir sabah
acını süpürmek için açtığında kapını

bir sabah anne bir sabah
acını süpürmek için açtığında kapını
adı başka sesi başka nice yaşıtım
koynunda çiçekler
çiçekler içinde bir ülke getirirler"

 

(24 Ekim 2021)
gitarisyen
(M. Feridun Gülsan)
"YORUMLADIĞIM ŞARKILAR"
Menüsüne Git

 

"MÜZİK"
Ana Menüsüne Git

 

"ANA SAYFA"YA GİT

 

 

Site Tasarımı: gitarisyen © 2011