|
"Neden?" diye sordum kendime birkaç ay önce. "Neden bu
belgeselin çevirisi uzun süredir yapılmıyor? Daha
doğrusu neden çeviriye başlayan kişiler oluyor ama hep
yarım kalıyor?" Sonra "Ben çevirmeyi denesem becerebilir
miyim acaba?" diye düşündüm. Ancak bunun için önce
belgeseli izlemek ve çevirinin neden bu belgeseli
çevirmeye teşebbüs eden kişiler tarafından yarım
bırakıldığını anlamak gerekiyordu.
Ve belgeseli bir kez izledim. Daha ilk izlememde
çevirinin neden bu kadar zor olduğu konusunda kafamda
bazı fikirler belirdi. Zira çevirinin satır sayısının
uzunluğu bir yana (1900 satıra yakın) belgeselin içinde
bugüne kadar çekilmiş bütün "13. Cuma" filmlerindeki
sahnelerle ilgili konuşmalar, espriler, püf noktaları
vardı ve belgeselin Türkçe çevirisini hakkıyla
yapabilmek için serinin 30 yıldır yapılmış 12 filminin
tamamını (üstelik birkaç kere) izlemek gerekiyordu.
Bense yıllar önce (o da çocukken) serinin sadece 1980
yılında yapılmış ilk filmini izlemiştim ve şimdi
hatırlamıyordum bile.
Bunun üzerine 30 yıldan bu yana yapılmış bütün "13.
Cuma" filmlerini alıp (her akşam bir tane olmak üzere)
sırasıyla izlemeye başladım. On beş gün boyunca 12 adet
"13. Cuma" filmi izlediğimden (üstelik bazı sahnelere
tekrar tekrar göz attığımdan) artık bu serinin filmleri
rüyama girer oldu. : ))
Artık çeviriye el atabileceğimi düşünüp, belgeselin
başına oturduğumda bunun da kolay olmadığını anladım.
Zira bazı konuşmalardaki esprileri, nükteyi ya da nüansı
yakalayabilmek için röportaj yapılan kişilerin hangi
filmden bahsettiklerini bilmek ve o sahneyi birkaç kere
daha izlemek gerekiyordu. Ayrıca filmleri izlerken
dikkat etmediğimiz sahnelerin arka planlarını anlatan
konuşmaların çevirisini yapabilmek de o sahneleri iyi
anlayabilmekle mümkündü. Bense çok dikkatli bir izleyici
olmadığımdan belgeselin çevirisi boyunca tekrar tekrar
filmlere ve o filmlerdeki sahnelere geri dönmek zorunda
kaldım.
Sonuçta elimde bir belgesel çevirisi ve 12 adet "13.
Cuma" filmini defalarca izlemiş olmanın dayanılmaz
hafifliği vardı. : )) Ama bunlar da yetmeyecekti
sanırım, çünkü belgeseldeki konuşmalar, benim "terbiyeli
Amerikan argosu" dediğim bir türdeydi ve neredeyse
çevirinin iki satırından birinde konuşmacılar bu argoyla
oluşturulmuş deyimler kullanıyorlardı. Üstelik hiç
susmuyorlardı... Allah'ım, bir belgesel boyunca içinde
hiç konuşma olmayan tek bir bölüm olmaz mı? (Aslında bir
dakikalık bir bölüm var: filmin başındaki bir dakikalık
giriş kısmında konuşma yok.) : )) Sonuçta iş inada
bindiğinden oturup bir de sözlükler, kitaplar ve biraz
İngilizce bilgisine sahip eş-dostla yaptığım tartışmalar
yardımıyla Amerikan argosunun bu belgesel çevirisi için
gerekli olacak değişik kullanımlarını da öğrendim.
Bunların yanı sıra belgeselde sözü edilen bazı kurumlar,
olgular, oyunlar ve kişiler hakkında da araştırma yapıp
çeviriye devam ettim. Bu bilgilerden bazılarını çeviriye
yedirdim, bazılarını ise alt yazı dosyasının içinden
çıkacak olan "Çeviri Notları" dosyasında topladım.
Sonuçta bir aydan beri defalarca belgesele konu olan "Jason"
filmlerini izleyerek üzerinde uğraştığım ve 15 günden bu
yana da yoğun olarak çevirisiyle meşgul olduğum
belgeselin Türkçe çevirisini bitirdim. Buna rağmen
yukarıda saydığım ve çeviriye el atanların çok iyi
bilecekleri diğer sebepler yüzünden çeviride bazı
hatalar olmuş olabilir. Yine de uzun süredir alt yazı
bekleyen bu belgeselin çevirisini yaparak bir ihtiyacı
karşıladığımı düşünüyorum.
Bütün bunları çevirinin zorluklarına biraz olsun dikkat
çekebilmek için yazıyorum. Ayrıca bir aydan bu yana "13.
Cuma" ile haşır neşir olduğumdan, bu konu rüyalarıma
bile girdiğinden ve herkesle bu konudan başka bir şey
konuşmak istemeyecek kadar sosyal hayatımı
etkilediğinden çeviri sırasında yaşadıklarımdan biraz
bahsetmek istedim.
Sonuç olarak ve özetle çeviriyi tamamladım. İyi seyirler
diliyorum.
NOT: Çeviriyi yaparken belgeselin ve
dayanak aldığı filmlerin orijinal ismi "Friday the 13th"
olmasına ve Türkçe çevirisinin "Cuma, Ayın 13'ü" olması
gerekmesine rağmen (sanıyorum) film Türkiye'ye ilk
girdiğinde filmin ismini (yanlış olarak) "13. Cuma"
koyduklarından ve film bu isimle tanınıp neredeyse
"galat-ı meşhur" hale geldiğinden, ben de çeviri boyunca
"13. Cuma" ismini kullanmayı tercih ettim.
KENDİME UYARI: Bundan böyle uzunca bir
süre "13. Cuma" ve "Jason" isimlerini duymasam iyi
olacak gibi geliyor. : )))) |