Dergimizin ilk sayısı 1 Ocak 2025 tarihinde
huzurlarınıza çıktığından bu yana tam altı ay geçmiş… Bu
altı ay nasıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti, hiç
anlamadım ama işte dergimizin ikinci sayısıyla yine
karşınızdayım. Bu vesileyle ilk sayıya göstermiş
olduğunuz ilgi, teveccüh ve destekleriniz için çok
teşekkür ediyorum.
İsterseniz sözü daha fazla uzatmadan bu sayımızda neler
var, sizler için neler hazırlamışım, hemen onlara
bakalım:
Bu sayıda da, yabancı dilde olan ve henüz Türkçeye
kazandırılmamış çizgi öykülerin Türkçe çeviri ve
balonlamalarını yaparken daha çok “American Comics”
olarak adlandırılan türdeki "Adventures Into The Unknown",
"Adventures into Darkness", “Horrific” ve “Tales of
Horror” gibi 1950’li yılların ortalarında yayımlanmış
olan korku dergilerinin internetteki dijital
nüshalarından seçimler yaptım.
Yine dergimizin bu sayısı için özel olarak yazdığım
“Hamam Böceği” ve “Aynadaki Gölge” isimli korku, gizem,
gerilim türündeki iki adet deneysel kısa öyküyü de
dergiye ekleyerek huzurlarınıza çıkardım.
Bunların dışında, bulmaca çözmeyi sevenler için
hazırladığım “KORKU BULMACASI”nın yanı sıra, uzun yıllar
önce yazdığım ve adına “şiir(imsi)” dediğim
çalışmalarımdan oluşan birkaç örneğe de “ŞİİR(İMSİ)LER”
başlığı altında yer verdim. Bu şiir(imsi)ler, benim
ölümü, insan psikolojisini, gizemi, korkuyu, dehşeti,
sembolizmi, metaforları, ruhsal bunalımları ve insan
beyninin sınırlarını çok fazla düşündüğüm 1980’li ve
1990’lı yılların ürünleri. Benim bir dönemimi yansıtması
ve derginin korku – gerilim – gizem türündeki konseptine
uygun olduğunu düşünmem sebebiyle bu şiir(imsi)leri de
dergiye almakta bir sakınca görmedim.
Biraz da dergide yer alan çizgi öykülerden bahsedecek
olursak; ilk çizgi öykümüz “Ölüm Yolu” başlığını
taşıyor. Bu çizgi öyküde bir cinayetin doğurduğu
şaşırtıcı sonuçlar üzerine düşünürken, daha sonra gelen
“Son Tren” adlı çizgi öyküde de “ölüm”, “yalnızlık”,
“toplum”, “uyum” ve “uyumsuzluk” gibi kavramları
sorguluyoruz.
“Çingene Laneti” adlı çizgi öyküde, bir lanetle birlikte
gelen intikamın acı sonuçlarına katlanmak zorunda olan
“Lou” karakteri ile tanışırken; “Sahtekâr!” isimli çizgi
öyküde ise bir aşk öyküsünün ve bir mitin arkasında
saklanmış olan ikiyüzlülükle sahtekârlığın nelere yol
açabileceğini izliyoruz.
Dergide yer alan “Şeytani Bebek”, “Dolap!”, “Özel Bir
Pancar Şerbeti”, “Serseri” isimli diğer çizgi öyküler
yine bizleri “ölüm”, “şeytan”, “kan”, “cinayet”,
“kötülük”, “intikam”, “karanlık”, “korku” gibi kavramlar
üzerinden gizem, gerilim ve korku dolu bir yolculuğa
çıkarırken; dergimizin bu sayısı sizler için özellikle
seçtiğim, son sayfasının son karesine kadar hiçbir
konuşma balonu barındırmayan dört sayfalık “Şşşşttt”
adlı çizgi öyküyle sona eriyor. Aslında gerilimle
başlayan atmosferine rağmen kara mizahla bezenmiş bu
çizgi öyküyü bu dergide yer alan son çizgi öykü olarak
seçmemin sebebi ise, dergide yer alan gizem, gerilim ve
korku içeren öykülerden sonra bu öykünün bir rahatlama
sağlayacağını ve okuyanlar üzerinde bir tebessüm
bırakacağını düşünmem oldu. Okurken keyif alacağınızı
umuyorum…
Evet, sonuç olarak derginin (1 Temmuz 2025 – 31 Aralık
2025 tarihleri arasını kapsayan) ikinci sayısıyla yine
karşınızdayım. Şunu hemen ifade etmek isterim ki; yine
uzun ve yorucu bir süreç olsa da, ben bu derginin
içeriğini hazırlarken oldukça büyük keyif aldım. Umarım
siz de “gitarisyen’in KORKU DÜKKÂNI”nın 2.
sayısını okurken keyif alır ve hoşça vakit geçirirsiniz.
Sevgi, dostluk, kardeşlik ve çizgi romanlarla dolu bir
dünyada yaşamanız dileğiyle şimdilik hoşça kalın… |